Kaygısız Bir Yaşam Mümkün Mü?
Gittikçe zorlaşan zorlu yaşam koşullarında verdiğimiz mücadeleleri aşma çabamızı, günlük rutin hayatımızı sürdürebilmemizi kısaca hayatta kalabilmemizi, o hiç sevmediğimiz ruh hali olan kaygı sağlıyor desek sanırım birçoğumuz şaşırırız. Evet, ortaya çıktığı durum ile uyumlu olan kaygı bizim hayatta kalabilmemizi sağlar. Kısacası; kaygı yemeğin tuzu gibidir, tadında olursa iyidir. Fakat ortaya çıktığı durum ile uyumsuz olan, kişinin rahatsız olduğu kaygı normal değildir. Normal olmayan kaygı, psikoloji biliminde anksiyete olarak adlandırdığımız o duygu, nedeni bilinmeyen, içten gelen, belirsiz, korku, kaygı, sıkıntı, kötü bir şey olacakmış endişesi ile yaşanan bir bunaltı duygusudur.
Mesela; hayatınızda olumsuz giden bir olay yokken, koltuğa uzanmış TV izlerken kalbinizin çarptığını, ellerinizin titrediğini, nefesinizin daraldığını, midenizin bulandığını gözlemiyorsanız bu olaylar elbette durduk yerde gerçekleşmiyor. Ortaya çıktığı durumla alakasız olan kaygının altında içinde bulunulan durumla uyumsuz olan bir düşünce mevcuttur. Vücudunuzda olan bu değişimlerden önce aklınızdan hangi düşüncelerin geçtiğini sorgulayın. Vücudunuza bu olumsuz emirleri veren beyniniz, sizin aklınızdan geçirdiğiniz düşüncelerden dolayı bir tehdit algıladı ve bu tehditle savaşmaya başladı.
Bu savaşma belirtileri(kalp çarpıntısı, nefes darlığı vs.) sizde o kadar kötü bir iz bıraktı ki artık o an yaşadığınız bu duygu yoğunluğunu tekrar tekrar yaşamaktan korkar oldunuz, fakat bu korku bir çarka dönüştü ve sıklıkla bu kötü deneyimi yaşamaya devam ettiniz. KAYGI DUYMAKTAN KAYGI EDER OLDUNUZ. Peki bu bozuk kaygı çarkından nasıl kurtulabilirsiniz?
*Öncelikle bir uzmandan(psikolog, psikiyatrist) yardım alın. ( Kayseri Psikolog alanında hizmet veren ve etik çalışan yerleri araştırmanızı tavsiye ediyoruz.)
*Atak anından önce aklınızdan geçen, çoğunlukla yanlış atfedilen düşüncenin farkına varmaya çalışın. Doğruluğunu ve gerçekleşme ihtimalini sorgulayın.
* Değişim için sabırlı olun, sağlıklı düşünmek ve normal olan kaygı düzeyine ulaşabileceğiniz inancınızı yitirmeyin.
Sinem YALÇIN